Bugün bir arkadaşımla bazı kadınların kuaföre gitme alışkanlıklarından bahsederken kuaföre gitme fobim olduğunu fark ettim. Küçüklükten beri annemin alıştırdığı bir kuaför var,adam klasik modellerde ve boyada çok başarılı hakkını vermek lazım. Ama sivri dilli, ukala, eleştirmekten ölesiye zevk alanlardan. Ondan önce ya da sonra başka bir kuaföre gidersen fark eder, ihanete uğramış triplerine girer. Bu zaten klasik kadın kuaförü davranışıdır, yadırgamayız. Hatta kimilerimizin hoşuna bile gider,sahipleniliyoruzdur çünkü. Bir daha kuaför konusu açılınca arkadaşlara anlatırken falanca kuaför demeyiz de 'benim kuaför' diye anlatırız. Sahipleneni sahiplenmeyi severiz. Ben kuaför koltuğuna oturduğunda azarlanılan, saçlarına kötü davrandığı için hapislerde çürümesi gereken kadınımdır genelde. Adam yıkayıp taramaya başlar başlamaz açar ağzını yumar gözünü. - Bu nasıl saç böyle kupkuru, krem kullanmıyor musun? - Kullanıyorum tabi de.. -Ne o zaman bunun hali, maşa mı düzle