Kayıtlar

Eylül, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

hilalin bir günü

Sabahları erken uyanabilirse gökyüzüne bakar hilal ilk olarak. Rüzgardan, tüm hikayelere hayat veren havadan temiz bir nefes çeker. Sabah için kendi payını alır. Hayat ona karışık görünür ilk bakışta. Kolay bir hayatımız yok der kendi kendine; yalnız, uykulu, bitkin insanları görünce. Sonra bakçedeki domatesleri, havanın kararmasını bekleyen akşam sefalarını ve adını bilmediği diğer çiçekleri seyreder bir müddet. Neşe dolar küçük dünyası.Yüzünü güneşe dönmüş bir ayçiçeği olmak ister o bahçede. Herkesi sever, herkese gülümser, herkesi düşünür o an. Hepimiz istemeden hataya sürüklenen masum insanlarız der bahçedeki tulumbaya doğru: o yüzden birbirimizi her an, her yerde, her koşul altında affedebiliriz. Affetmek erdem değildir ona göre; biz insansak eğer ve böyle bir hayatın içinde buluvermişsek kendimizi affetmek zorunluluk değil midir artık..Dogville filmindeki Grace gelir aklına. Hataların ve kötülüğün hayatın karmaşık koşullarından kaynaklandığını düşünüp affetmeye hep hazır olan Gra