Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendi Tarafını Tutmak

Resim
Yeni yıl apar topar geldi. Geçen sene aldığım kararlarda aşamalar kaydederken yolda yine beklemediğim çok şey buldum.  İstediğim gibi olmayan işlerde kendime çok yüklendim. Ne çok '' böyle olmaması gerekiyordu'' diye düşündüğümü fark ettim. Birkaç aydır bu cümleyi hayatımdan atmaya çalışıyorum. İnsan kendi tarafını tutmalı diye düşünmeye başladım. Bazı işler istediği gibi gitmediğinde, böyle olmamalıydı demek yerine, olduğu haliyle barışmalı. Kendimi eleştiren olmaktansa, moral veren, yine de iyisin diyen olmayı denedim. Başkaları için sık sık yaptığımı bir kez de kendime yaptım.  Bir dile konsantre olunca diğerini unutuyorum. Fransızca okuyup dinlersem İngilizcem bozuluyor, İngilizceye yüklenirsem Fransızcam uçup gidiyor. Önceden hep Fransızcayı koruyup kollardım. En sevdiğim yazarların dili, filmlerin ritmiydi.  Buraya geldiğimden beri kendimi bu konuda yerden yere vurup çok yorduğumu nihayet anladım. Bazen o kadar çok şeyi aynı anda istiyorum ki hepsine çaba

JULE

Resim
Yine aynı anda onlarca şey yapmayı arzuladığım bir dönemdeyim. Üç farklı Sivil Toplum Kuruluşu'na gönüllülük başvurusunda bulundum. Haftada dört saat onlarla çalışacağıma dair gönüllülük sözleşmesi imzalamam gerekiyor. Gönüllülüğün çok ciddiye alındığı ve hayli yaygın olduğu bir ülke. Birini tercih etmem gerekecek.  Danca kursuna kayıt olmaya karar vermiştim. Araştırmamı yaptım, her hafta bir günümü de ona ayırmam lazım. Aslında Danca'ya hiç ihtiyacım olmuyor. Bazen trende insanların ne konuştuğunu anlayabilmeye heves ediyorum sadece. Önceden, benim hiç ilgilenmediğim bir konuda şakalar yapıp gülen insanlara denk gelince dinlerdim, ruh halim bir anda değişirdi. Duyduğum güzel cümleleri aklımda tutmaya çalışırdım. En güzel cümleleri Beşiktaş Kadıköy vapurunda duyardım. Benim o sıralarda izlediğim bir filmden konuşurdu bazen bir çift. Fark etmediğim bir ayrıntıyı yakalardım. Yıllar önce, çok gergin ve yorgun bir anımda denk geldiğim bir telefon konuşmasını hala dün gi

IT IS OK TO...

Resim
Son yıllarda farklı vesilelerle bana en çok sorulan soru çok kültürlü bir ortama uyum sağlayıp sağlayamayacağımdı. Bu soruya hiç düşünmeden evet cevabı veriyordum. Farklı uluslardan bir sürü arkadaşım oldu, yurt dışında çalışma tecrübem var diyordum. Buna yürekten inanıyordum da. Meğer çok kültürlülük nedir bilmiyormuşum. Bir Yunan, bir Fransız, bir Rus arkadaşım olduğunda, onlarla ortak bir dilde konuşabiliyorum diye  kendimi uluslararası ortam tecrübesi var zannetmişim.  Bugünlerde çok kültürlülük üzerine düşünüyorum. Slovenya, Norveç, Fransa, Avusturya, Moldova, Ispanya, Rusya, Avustralya, Bulgaristan, Hollanda, Estonya ve Danimarka'dan gelmiş on yedi kişiyle haftanın 35 saati açık bir ofiste çalışıyorum. Bazen kafamı kaldırıp çalışma şekillerine, kendilerini nasıl ifade ettiklerine, rahatsız oldukları bir konuyu nasıl dile getirdiklerine bakıyorum. Bir rahatsızlığı dile getirmenin bir ya da iki yolu var sanırdım. On farklı yolu olduğunu gördüm. Beşine şaşırdım, ikisini do