Kayıtlar

Eylül, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Lyngby Castle

Resim
Bazen uyanmakta çok zorlanıyorum. Uyanıp yola çıkmayı başardığımda ise gördüklerim beni mutlu ediyor. Zamanla alışmaya başladığımı gözlemliyorum. Düzenli yollara, bisikletlere, müstakil evlere. Alışmak korkutuyor. Dönmek zamanı gelirse hiçbir yere ait olamamaktan korkuyorum.  Bu bir hikaye diye düşünüyorum bazen. Çerçevesini kafamda çizmişim, yine de taştığı oluyor. Bir sayfa sonrasını merak ediyorum. Kimi yerlerde kendime uygun gördüğüm karakterin bu hikayeye gitmediğini düşünüyorum. Yazmaya oturmadan önce kafamda kurduklarım kalemi elime alınca hayrete kapıldığım bir yere varıyor. Kurgu elimde olmadan değişiyor. Bu hikayenin tek yazarı olmadığımı fark ediyorum. Doğa var, başkaları var, bunca zaman çaktırmadan içimde yaşamış, sahip olduğumu bile fark etmediğim yönlerim var hikayeye burnunu sokan. Yine de herkes gidince, onlara ayrılmış surenin sonuna gelindiğinde, odama, kendime döndüğümde, düşündüğümde, bundan önceki hikayeleri ve karakterleri hızlıca gözden geçirdiğimde asıl

Mutluluğa kafayı takmak ya da takmamak

Resim
Fotoğraftaki meşhur denizkızına gidebilmek için evden çıkmadan haritaya bakıyordum. Evimden uzakmış. İlk defa Google haritalarda bisiklet seçeneğini tıkladım. 40 dakika gösterdi, çoğunlukla düz diye de ekledi. Neden olmasın diye düşündüm. Evden çıktım, hava yaklaşık yirmi derece. Harika bir güneş. Kulaklığımı taktım, haritada gördüğüm birkaç dönüşü ezberledim. Sonra haritayı kapadım.Yanlış yere gitsem ne olacak. Buraya geldiğimden beri- hatta belki gelmeye karar verdiğim andan beri- doğru yolları önemsemiyorum. Biraz daha ileri giderek, doğru yol diye bir şey yokmuş, diyorum hatta. Seçenekler, daha uzun, daha kısa, daha eğlenceli, daha meşakkatli,  zor görünüp eğlenceli olan, kısa görünüp can sıkan şeklinde uzayıp gidiyor.  Güneşin altında yola koyuldum. Boynuma renkli atkımı almıştım. Bir süre sonra sıcaktan bunaldım. Korna sesi, sıkıştırılma korkusu olmadan mini eteğimle kırk dakikalık yolu keyifle tamamladım. Bunda bisiklet yollarının neredeyse arabalara ayrılan alan kad

Open Streets Day ve Hayatımın En Uzun Bisiklet Turu

Resim
Bu satırları yazacak kol kuvvetim kaldıysa eğer, muhtemelen yazmayı çok sevdiğimdendir. Önce European Week of Sport Kapsamında düzenlenen ''Open Streets Day'' e katıldım. Ofise geldiğim günden beri hazırlıkları, her şeyin iyi olmasına yönelik hassasiyeti takip ediyordum. Ama kafamda hangi alanlarda, nasıl bir katılım olacağı canlanmıyordu. Canlanmadığı da iyi olmuş. Gördüğüm her standda, yere çökmüş boya yapan, ip atlayan, kendi imalatları olan bisikletlerle yarış yapan, normalde vızır vızır araba geçen caddelerin ortasına çöküp hikayeler okuyan insanlar vardı. Attığım her adımda gördüğüm bir diğer güzel sahneyi hafızama kaydetmek istedim. Bu etkinliğin asıl büyük olanı 22 Eylül'de yirmiden farklı ülkede eş zamanlı olarak düzenlenecek. Aralarında Türkiye'den de gönüllü olmuş birkaç şehir var. Onlarda olup bitenleri de uzaktan takip etmeye çalışacağım. Bir şeyi ofiste oturup organize etmek ile alanda görüp katılmak arasındaki farkı bugün yeniden anladım. B

Copenhagen Photo Album 1

Resim

Hygge Hayatına Giriş

Resim
Hayatta ne zaman bir konuda erken yorum yaptıysam sonra hayal kırıklığına uğramışımdır. Kopenhag ile ilgili ilk gözlemlerimden bahsederken umarım aynısı olmaz. Yalnızca bir haftadır buradayım. Bir süre sonra bu ilk bir hafta gördüklerim muhtemelen hayatımın bir parçası olacak, bana artık tanıdık ve doğal gelecek. O yüzden belki ilk gözlemler değerlidir.  Geldiğimiz yer ile bulunduğumuz yer arasındaki farkları belki de en net haliyle bu ilk haftalarda görebiliriz.  Yaşadığım yer şehir merkezinden kırk dakika uzakta. Metroya benzer bir trenle şehir merkezinde olan ofise gidip geliyorum. Her yerde İngilizce açıklamalar bulunduğu için kaybolmak imkansız. Buraya gelmeden bana defalarca söylendiği gibi sokaktan geçen herhangi birini  herhangi bir şey sormak için çevirmek çok kolay. Harika İngilizceleriyle yardımcı olmak için can atıyorlar. Trene ilk binişimde bisiklet vagonlarının çokluğuna şaşırdım. Yanımdaki Hollandalı arkadaşım, ''Bizde bisikletle metroya/trene binilemiyor&#