Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türk Restoranı

Resim
Dün akşam dört kadın, restoranların tamamen açılmasının şerefine daha önce gitmediğimiz bir yer arıyorduk. Biri sokağın köşesindeki Tai restoranını önerdi. Kapalıydı. Mahalle isimli çok tatlı bir Lübnan restoranı vardı, orası da kapalı. Sonunda hemen bizim apartmanın önündeki Vanlose Pizzacısına gittik. Son iki aydır tadilattaydı, ondan önce de içeri hiç girmemiştim.  Boş tezgaha çekinerek yanaştık. Işıklardan, altın varaklı eşyalardan oryantal bir hava sezsem de kebapçı olmadığı için Türk olduğunu düşünmedim. Kızlar sipariş verirken gözüm tezgahın arkasındaki belli belirsiz Kız Kulesi'ne takıldı. Esnafla gurbetçi sohbetini Erasmus değişim öğrencisiyken hep yapardım. Bütün dönercileri, Türk barlarını bilir, tanıdıklarımı da mutlaka götürürdüm.( Bugün hala bir yerlerde geleneği sürdüren, lahmacun yemeye gidenler, kendi kendine evde çiğköfte yapmayı deneyip nasıl olmuş diye mesaj atanlar oluyor.) Burada içimden o muhabbetlere girmek hiç gelmedi. Sadece bir kere kebapçıya girdim, onda

Merak

Resim
                                    Gün ortasında işi gücü bırakıp buraya geliyorum. Aldığım bu küçük risk hoşuma gidiyor, birileri bana onlarca online platformun birinden ulaşmaya çalışırsa ulaşamayacak, ne heyecan! Hava artık çok geç kararıyor, 9 gibi. Yine de akşam üzeri bütün işlerim bittiğinde buraya çıkıp gelmenin aynı hazzı vermeyeceğini biliyorum. Oldum olası akşam, hatta gece çalışmayı sevdim. Küçükken de sabahçı olmaktan nefret ederdim, gece erken yatmaktan, öğlen oluncaya kadar kafamın bir türlü çalışmamasından, sabahın soğuğunda okula gitmekten. Bize hiçbir zaman ne istediğimiz, neden hoşlandığımız sorulmuyor. Çocukken de sorulmadı, sonra da. Ama nedense ben, bir gün birinin bu konuyla ilgileneceğine dair iyimser bir beklenti taşımışım içimde, öyle büyümüşüm. Bu birinin olsa olsa kendim olabileceğini anlamam yıllarımı aldı. O yüzden böyle küçük hamleler yapmaya başladım. Canım istemiş, üçte parka gitmeye karar vermişsem, istediğimi yapıvermenin dünya için yıkıcı sonuçlar do
Resim
Bugün çocukluk arkadaşım mesaj attı, en son muhtemelen 12- 13 yaşlarında görüşmüştük. Malmö'de yaşıyormuş, evlenmiş. Gelirsen görüşelim, dedi.  Sabah, son birkaç haftadır koordinasyonunu aldığım Avrupa'dan ve Çin'den ortakların olduğu bir proje toplantısının moderatörlüğünü yaptım, bazen Çin'de olup bitenleri hiç anlamadım, ama dert etmedim. Anlıyormuş gibi bile yapmadım. Topu oradan oraya sektirdim. Öğlen olmuş kahvaltı bile yapmamıştım. Ev arkadaşlarım waffle ile geldi. Waffle'dan bir adam yaptım, şampanyayı portakal suyu ile karıştırıp içtim.  Öğleden sonra bisikletimi alıp dışarı çıktım. Herkes her yerdeydi. Mağazaların önünden, içeri bakarak pedalladım. İndirim vardı, kasalarda da kuyruk. Neredeyse iki aydır gitmediğim yerlere gittim. Sevdiğim kitapçı kapalıydı, geri döndüm. Bir küçük kız ışıklarda beklerken babasının bisikletinin arkasından bana bakıp gülümsedi. Hej, dedi. Kaskında kırmızı uğur böcekleri vardı. Yeşil yanınca babası hızla kalktı, uğur böceği ka

Gizemli Kedi

Resim
Bu kara kedi her gece saat 11 gibi bahçede miyavlıyor. Önceleri yan apartmanın kedisi sanıyordum, kendisi de karanlık olduğundan gece yarısı sesin nereden geldiğini çıkaramıyordum. Bir gün apartmanda, bizim katın penceresinde karşılaştık. Yukarıdaki fotoğrafı da o zaman çektim. Bu onu ilk görüşümdü. Heyecandan elim ayağıma dolandı. Korkutmaktan çekinerek usulca yanaştım. Sevmeme izin verdi. Apartmana alışkın tavırlarından, komşulardan birinin kedisi olduğunu anladım. Ertesi akşamlar bahçeden gelen her miyavlamaya pencereye koştum. Kara kedi bahçeden apartmana açılan kapının önünde dikilip miyavlıyor, belli ki içeri girmek istiyordu ama kapı genellikle kapalı oluyordu. Aşağı inip bir koşu açtım. Göz göze geldik, içeri girip bacaklarıma dolandı. Muhtemelen o saatlerde gece gezmesinden dönüp bahçe kapısını açsınlar diye sahiplerine sesleniyor. Ama kimse duymuyor. İyi ki kimse duymuyor, bu sayede kara kediyle on dakika geçirebiliyorum. Bodrum kattan oyalana oyalana iki katı birlikte çıkıyo

Sevdiğim Yönetmenler

Resim
Filmlerini tekrar tekrar izleyebileceğimi bildiğim, birini bitirip diğerine geçtiğime pişman olmadığım yönetmenler. (Aklıma geliş sırası ile) 1. Jim Jarmusch Paterson gibi harika bir film yaptığı ve hayatta sinir olduğumun aksine her seferinde, büyük hırsları, arzuları olmayan, kendi hayallerinin yağında kavrulan gösterişsiz insanların hikayesini anlatmayı tercih ettiği için. Aynı zamanda: Gizem Treni ve Dünyada Bir Gece için 2 . Dardenne Kardeşler Bisikletli Çocuk gibi bir film yaparak, sevgiye aç, hırçın ama vicdanlı bir çocuk portresini usul usul çizdikleri için.  Aynı zamanda: Lorna'nın Sessizliği, Çocuk ve İki Gün Bir Gece filmleri için 3. Lars Von Trier 19 yaşında izledikten sonra film hakkında konuşacak insan bulabilmek için kapı kapı dolaştığım, sinemaya ve hayata bakışımı değiştiren, beni daha fazla okumaya iten bu deneysel filmi yaptığı için.  Aynı zamanda: Melankoli ve Nymphomaniac serileri ile her seferinde bu adam daha fazla ne yapacak diye merak ettirdiği için.  4. Al