Bizim Organik Olmayan Köyümüz
Geçen gün gittiğim kafede, yan masamda iki genç kadın oturuyordu. Tatil için bir Ege kasabasına gitmişler, dönüşte de bir köyden geçmişler. Köy harikaymış, tek katlı bahçeli evlerle doluymuş, hatta bir evden tavuk sesi duymuşlar. İnanabiliyor musun bahçelerinde tavuk geziniyor, dedi biri gülerek. Diğeri de, Hadi ya, çok harikaymış, diye cevapladı. Vay be diye düşündüm ben de. Keşke şu tavuklar babaannem ile dedemi görmek için yaz tatilinde ben köye sürüklendiğimde de popüler olsalardı. Birini boynundan yakalayıp yanak yanağa fotoğraf çekilseydim sonra da instagrama koysaydım. Ona Hayriye adını verseydim. Hayriye ile birlikte bizim köyün kırsal bağrından organik yumurtalı, gezen tavuklu eko köylere açılsaydık. Hayriye bu meseleye şaşırıp, gezmeyen tavuk mu olur Allasen deseydi. Ben de, Hayriye bu uzun bir mesele, kapitalist dünyanın canımızı sıkmasına izin vermeyelim, deseydim. Ama instagram yoktu, o yüzden ben de tavukların hepsine tavuk, bir iki horoza horoz, ahırın k