bir garip staj görüşmesi
Son aylarda alışık olduğumun dışında bir hayat yaşadığım için çok fotoğraf çekmeye , benim için yeni olan her şeyi herkesle paylaşmaya başladım. Yeni ve alışılmışın dışındakiler kategorisine biri daha eklendi bugün.
İlk defa yabancı bir ülkede staj görüşmesine katıldım. Uzun uzun anlatacak değilim de can alıcı noktaları söyleyip küçük bir kıyaslama yapmadan edemeyeceğim.
İlk defa bir görüşmede bu kadar rahattım çünkü karşımdaki kadın yaptığım işlerin ve stajların hepsi Türkiye'de olduğu için ,sorgulayabilecek durumda değildi. İstediğim her şeyi anlatabilirim diye düşünüyordum neredeyse. Ama olaylar öyle bir gelişti ki, bir an bana hiç konuşma sırası gelmeyecek zannettim. İleride patronum olacak Dominique yarım saat boyunca işin her boyutunu anlattı. Başlarda hem kafa sallayıp hem dinliyordum ki 10 dakika geçince dinlemeden de kafamı sallayabileceğimi fark ettim. Nasıl olsa bana soru sormuyor, belki yakın bir gelecekte de sormayacak diye düşünmeye başladım. Yuvarlak bembeyaz bir masada oturduğumuz için bir süre sonra kafa sallama o parlaklıkla birleşince başım döner gözüm kararır gibi oldu. Şimdi şuracıkta sandalyeden kayıversem Dominique ne yapar acaba diye düşündüm . Muhtemelen gittiğimi fark etmez anlatmaya devam ederdi. Bir ara bazı kavramlardan bahsederken ''bunu daha önce duydunuz mu'' dedi, o sırada biraz kendime geldim ;sonunda galiba ben konuşacağım diye. Sonra kendi sorusunu cevaplayan hoca tavrıyla devam etti.
Yarım saat geçince artık anlatabileceği her şeyi anlatmıştı sanırım , sıra bana geldi. Neden bu stajı istiyorsun, kariyer hedefin ne gibi sıradan sorular sordu. Bu sefer ben sazı aldım elime Dominique yine dayanamayıp araya girmeye çalıştı ama müsaade etmedim, biraz da o kafa sallasın onun başı dönsün.
Sona geldiğimizde ''sizin tecrübe ve isteklerinizle bizim yaptıklarımız tamamen örtüşmese de aynı paraleldeler umarım bu sizi rahatsız etmez'' dedi Dominique adeta özür dilercesine. Yok canım olur mu tam benim istediğim staj minvalinde bir şeyler geveledim. En büyük şoku '' yabancı diliniz var, masterdan çıkmış olacaksınız, eğitim parkurunuz çok zengin, siyaset bilimi bizim tercih ettiğimiz bölüm'' cümlelerini ardarda duymaya başladığımda yaşadım. Bu işte bir terslik var , adamlar karşımda mahçup bana iş beğendirmeye çalışıyorlar fikri dönmeye başladı kafamda. Çok sürrealist geldi. Şu halimle aynı nitelikte bir yere Türkiye'de staja başvursam 'bizim senin gibi çok adayımız var senin onlardan farkın ne ki utanmadan gelmişsin buraya bakışı'na mülakat boyunca maruz kalacak, o işteki tecrübesi dışında benden hiçbir farkı ya da artısı olmayan tiplere sinir olacaktım durduk yere. İş bana uygun mu değil de , ben işi hak ediyor muyum acaba? sorgulanan bu olacaktı. Neden, çünkü yüzlerce CV arasından beni seçmişler, üç dil konuşan bilmem kaç yıl o sektörde tecrübeli olanlar var.
Burada da daha iyi adaylar elbette var, herkes bir staj ayarlasam diye çırpınıyor. Ama CV lerine bakarak çağırdıkları insanlara 'sen bize uygun musun bakalım, konuş' yapıp hileli sorularla tuzağa düşürmeye çalışmıyorlar. Bak kardeş biz burada şu şu işi yapıyoruz , bu senin hayallerine uygun mu bil ona göre mutlu olacaksan gel ,yoksa senin aldığın eğitim zaten iyi diyorlar.
Görüşme sonrası benimle aynı durumda Paris'te staj görüşmesinden çıkan bir arkadaşımla telefonda konuşurken ,daha ben bunları anlatmadan , ''saatlerce yaptıkları işi anlattılar ya'' dedi nasıl geçtiğni sorduğumda. Hemen gözümde canlandı yuvarlak beyaz masanın ardındaki Dominique'e kafa sallayan arkadaşım.
Bugün biraz başımı döndürsen de seni sevdim Dominique, umarım ilerleyen aylarda beni haksız çıkarmazsın.
İlk defa yabancı bir ülkede staj görüşmesine katıldım. Uzun uzun anlatacak değilim de can alıcı noktaları söyleyip küçük bir kıyaslama yapmadan edemeyeceğim.
İlk defa bir görüşmede bu kadar rahattım çünkü karşımdaki kadın yaptığım işlerin ve stajların hepsi Türkiye'de olduğu için ,sorgulayabilecek durumda değildi. İstediğim her şeyi anlatabilirim diye düşünüyordum neredeyse. Ama olaylar öyle bir gelişti ki, bir an bana hiç konuşma sırası gelmeyecek zannettim. İleride patronum olacak Dominique yarım saat boyunca işin her boyutunu anlattı. Başlarda hem kafa sallayıp hem dinliyordum ki 10 dakika geçince dinlemeden de kafamı sallayabileceğimi fark ettim. Nasıl olsa bana soru sormuyor, belki yakın bir gelecekte de sormayacak diye düşünmeye başladım. Yuvarlak bembeyaz bir masada oturduğumuz için bir süre sonra kafa sallama o parlaklıkla birleşince başım döner gözüm kararır gibi oldu. Şimdi şuracıkta sandalyeden kayıversem Dominique ne yapar acaba diye düşündüm . Muhtemelen gittiğimi fark etmez anlatmaya devam ederdi. Bir ara bazı kavramlardan bahsederken ''bunu daha önce duydunuz mu'' dedi, o sırada biraz kendime geldim ;sonunda galiba ben konuşacağım diye. Sonra kendi sorusunu cevaplayan hoca tavrıyla devam etti.
Yarım saat geçince artık anlatabileceği her şeyi anlatmıştı sanırım , sıra bana geldi. Neden bu stajı istiyorsun, kariyer hedefin ne gibi sıradan sorular sordu. Bu sefer ben sazı aldım elime Dominique yine dayanamayıp araya girmeye çalıştı ama müsaade etmedim, biraz da o kafa sallasın onun başı dönsün.
Sona geldiğimizde ''sizin tecrübe ve isteklerinizle bizim yaptıklarımız tamamen örtüşmese de aynı paraleldeler umarım bu sizi rahatsız etmez'' dedi Dominique adeta özür dilercesine. Yok canım olur mu tam benim istediğim staj minvalinde bir şeyler geveledim. En büyük şoku '' yabancı diliniz var, masterdan çıkmış olacaksınız, eğitim parkurunuz çok zengin, siyaset bilimi bizim tercih ettiğimiz bölüm'' cümlelerini ardarda duymaya başladığımda yaşadım. Bu işte bir terslik var , adamlar karşımda mahçup bana iş beğendirmeye çalışıyorlar fikri dönmeye başladı kafamda. Çok sürrealist geldi. Şu halimle aynı nitelikte bir yere Türkiye'de staja başvursam 'bizim senin gibi çok adayımız var senin onlardan farkın ne ki utanmadan gelmişsin buraya bakışı'na mülakat boyunca maruz kalacak, o işteki tecrübesi dışında benden hiçbir farkı ya da artısı olmayan tiplere sinir olacaktım durduk yere. İş bana uygun mu değil de , ben işi hak ediyor muyum acaba? sorgulanan bu olacaktı. Neden, çünkü yüzlerce CV arasından beni seçmişler, üç dil konuşan bilmem kaç yıl o sektörde tecrübeli olanlar var.
Burada da daha iyi adaylar elbette var, herkes bir staj ayarlasam diye çırpınıyor. Ama CV lerine bakarak çağırdıkları insanlara 'sen bize uygun musun bakalım, konuş' yapıp hileli sorularla tuzağa düşürmeye çalışmıyorlar. Bak kardeş biz burada şu şu işi yapıyoruz , bu senin hayallerine uygun mu bil ona göre mutlu olacaksan gel ,yoksa senin aldığın eğitim zaten iyi diyorlar.
Görüşme sonrası benimle aynı durumda Paris'te staj görüşmesinden çıkan bir arkadaşımla telefonda konuşurken ,daha ben bunları anlatmadan , ''saatlerce yaptıkları işi anlattılar ya'' dedi nasıl geçtiğni sorduğumda. Hemen gözümde canlandı yuvarlak beyaz masanın ardındaki Dominique'e kafa sallayan arkadaşım.
Bugün biraz başımı döndürsen de seni sevdim Dominique, umarım ilerleyen aylarda beni haksız çıkarmazsın.
Yorumlar
Yorum Gönder