Kayıtlar

Robot Düşler

Resim
Bu filmi izledim iki gün önce. Ne harikaydı. İzlemeyenler ve izlemek isteyenler için bundan sonrası spoiler. ( Filmlerle  ilgili yazdığım tüm yazılarda olduğu gibi) Film bir arkadaşlık/aşk hikayesi anlatıyor. Dialogsuz. Dialog olmamasına  bayıldım. Köpekle robot arasındaki yalnızlıktan doğan, sonra bir anda iyi ve eğlenceli zaman geçirmeyle perçinlenen bağ benim için arkadaşlık olarak başlayıp aşka dönüştü. Ne tatlı, ne şaşkın ve saçma bir sebepten koca bir yıl birbirlerinden ayrı düştüler. O sahnede hem güldüm hem için burkuldu. Yaz sezonunun son gününde, yukarıdaki fotoğraftaki gibi denize girmeye karar verirler ve suda geçiren harika zamandan sonra plajda akşama kadar uyuyakalan ikiliden robot ayağa kalkamaz. Kafası dışında vücudunu hareket ettiremez, paslanmıştır.  Köpek panik olur, sonunda eve gider ve sabah ilk iş alet çantası ile plaja döner. Plaj giriş kapısının sezonun son günü olduğu için zincirlendiğini, gelecek Haziran'a dek açılmayacağını görür. Türlü çaba ve hinlikler

Eğlenmeden Yazmak

Resim
Marguerita Duras'ın Yazmak isimli makalesini okuyordum. Diyor ki, Yazı bilinmeyendir, insan, yazmaya başlamadan önce ne yazacağı hakkında hiçbir şey bilemez. Kafasının içi dupduru olsa da. İnsan, ne yazacağını bilseydi, o işi yapmadan, yazmadan önce; hiçbir şey yazamazdı. O zahmete değecek bir şey olmazdı bu. Yazmak dünyanın en çileli, en sinir bozucu, bir yandan da en çekici gelen işi. Bazen yazdıklarıma dönüp bakıyorum. Bunu ben mi yazmışım diyorum. Aklımda hiç böyle şeyler yoktu. Kafamın içindekilerle karşılaşmak istemezdim. Bir dizi açıp saatlerce izlemek geliyor aklıma. Çoğunlukla da öyle yapıyorum.  Günlüğüme dürüstüm. O kadar dürüstlük, kafamın içinden geçenleri bilmek rahatsız edici. Rahatsız olacağımı bile bile, kendimle konuşur gibi saatlerce yazdığım oluyor. İnsanın kendiyle konuşması kendi hakkında bilmediği bir ton şey öğrenmesini sağlıyor. Mesela ben, yalnızlığa ne kadar düşkün olduğumu, yalnız kalamadığım anlarda öfkelendiğimi, rahatsızlık duyduğumu, ama bunu insanla

The Banshees of Inisherin (filmi izledikten sonra okumalık)

Resim
Uzun zaman sonra bir film bende gece yarısı yazma, film boyunca kendime sorduğum soruların ucunu kaçırmadan not alma ihtiyacı doğurdu. Biten basit bir arkadaşlık değil. P ádraic bir anda en yakın dostu gördüğü Colm'un artık onunla konuşmak istemediğini öğrenip şaşkına dönüyor. Colm çok kararlı, ikisini de tanımayan bizler  için Colm'un bu ani kararı büyük bir gizem oluşturuyor. İzleyiciler olarak acaba ölüyor mu, en yakın arkadaşını bu acıdan korumaya yönelik mi böyle davranıyor gibi bir merak oluşturuyor. Padraic arkadaşının etrafında dönüp durur, bir konuşma fırsatı yakalamaya çalışırken sebep bizim için de netleşmeye başlıyor. Artık senden hoşlanmıyorum diyor Colm. Baştan beri iyi arkadaş olmadıklarını ve aslında kendini hiç ona denk görmemiş olduğunu anlıyoruz. Padraic'in aklındaki ayrılmayan ikili, Colm için zaman öldüren bir ikiliymiş.  Bence hikayenin kırılma noktası Padraic'in arkadaşını kaybetmesi acısıyla birleşen sıkıcı, boş ama 'iyi' insan olarak gör

Herkesi memnun etmeye çalışan insan

Resim
Son zamanlarda  ''people pleaser''  kavramını -  herkesi memnun etmeye çalışan insan olarak çevirebiliriz-   çok duymaya başladım. Özellikle kadınlar arasında oldukça yaygın. Ben de iyileşmeye çalışanlardan biriyim. İyi, kibar, uyumlu olmak için yetiştirilen, bu özelliklerinden ötürü aile ve toplum tarafından ödüllendirilen kız çocuklarının yetişkinliklerinde de herkesi memnun etmeye çalışması şaşırtıcı değil. Uzun yıllar giydiğimiz, alttan alan, çözüm bulan, makul, sorun çıkarmayan kadın kıyafetini bir kenara kaldırıp başkaları ne düşünür diye kafaya takmadan istediğini söyleyen kadın olma kıyafetine alışmak, onun içinde rahat hissetmek de kolay değil. Üniversite zamanlarından aklımda bir anı var. Arkadaş grubumda o zamana göre 'marjinal' kabul edilebilecek, otoritelere sorun çıkaran, düşünmeden konuşuyormuş gibi görünen, aşırı öz güvenli, çok konuşan, her alanda - iyi olup olmamasından bağımsız- bir varlık gösteren, güzelliğini göstere göstere yaşayan, birçok

Kar yağan günler

Resim
  Kar yağışını eğer o gün oradan oraya koşmam gerekmiyorsa, bir köşede sakince oturup hayallere dalabileceksem seviyorum.  Hayata bir dinginlik, romantizm, koşarak akan hayatın bu kadar koşmasının anlamsız olduğunu söyleyen bir ağırlık çöküyor. Kar tanelerinin birbiri ardına, aynı ritmde, usanmadan bir ritüeli tekrar edercesine düşmesinde ruhumuza iyi gelen bir şey var.  Bizim hayatın içinde ettiğimiz tüm tekrarlara, ne olursa olsun akan zamana ve devam ettiğimiz günlere benziyor.  Şikayet ettiğimiz her şeye, olabilir, sen devam et, bak biz nasıl ara vermeden akıp gidiyoruz der gibi. En azından ben böyle bir rahatlama, hafifleme hissediyorum karı izlerken. Kar yağdığında işi gücü bırakabilcek kadar şanslı bir gündeysem eğer, yapılacakları akşam saatine öteliyorum.  Bugün mesela. Pencere kenarında bu güzel günü, bisikleti ve bebek arabası ile penceremin önünden geçen, renkli bereli, uzun montlu insanları izlemekten daha önemli bir işim yok. Önemli görünen her şey, bir süre sonra o kadar

Herkes lider olamaz

Resim
  Yöneticim iki sene önce  Christmas zamanı '' Nasıl Yönetilir'' başlıklı, pahalı görünen bir kitabı evime sipariş etmişti. Kitaba şöyle bir bakmış, ön yargıyla kitaplığın bir kenarına sıkıştırmıştım. Bir işte iyi olacağım diye karakterimden uzaklaşacağım bir takım stratejiler öğrenmeyi yüzeysel buluyordum. Bu tarz kitaplara karşı hala önyargılıyım. Ama son zamanlarda, iş yerinde liderlik özelliği olan kimselerin yaptığı ve birbirine çok benzeyen hamleleri gözlemlemeye başladım. Bunca ortak özellik olması şaşırtıcı geldi. Sanki işe yarayan bir yol öğrenmiş, bu yolu tekrarlıyor gibiler. Üzerine biraz kafa yorduktan sonra, iki yıldır yüzüne bakılmadan rafta bekleyen kitaba bir göz atmak istedim. Muhtemelen bilinçli şekilde böyle kitaplar okuyorlardır, her şey tecrübe ya da tesadüf olamaz. Birkaç saat içinde atlaya atlaya kitabın yarısına geldim. Bazı bilgiler aşırı sıkıcı ve yüzeyseldi. İnsanları belirgin karakterlere koyup bir şema çıkarmamız, bu şemaya göre nasıl bir li

Yeni yıl için yeni bir liste

Resim
  Her yıl böyle bir liste hazırlıyorum ve her yıl birkaç madde hiç öngörmediğim şekilde değişiyor. Bu defa üzerine çok düşünmeden, son zamanlarda kendimde gördüğüm ve değiştirmek istediğim halleri not aldım. Genelde listelerim büyük bir başarıya ulaşamasa da maddeler arasında büyük aşama kaydettiklerim oluyor. Bu sene en çok dikkat edeceğim nokta, başarılarımı küçümsememek olacak. Son zamanlarda girdiğim iş ortamlarında fikri bile olmadan her konuda uzun uzun konuşan, yeni dahil olduğu projenin geçmişini bile bilmeden ve sorma gereği duymadan, ya da kendisinin bilmediği bir şeyler olacağını hesaba katmadan sonu gelmez yorumlar yapan erkeklerle karşılaşıyorum. Kadınlardan da söz alıp bir anda küçük bir soruyu uzun bir söyleve çevirenler oluyor ama hem onların sayısı daha az hem de gözüme fazla batmıyorlar. Bastırılmış, utandırılmış bir kadındansa aklındakini çekinmeden söyleyeni tercih ederim, ki dünya aşırı özgüvenli erkekle doluyken biraz da çok konuşan kadınlar olsun, ne fark eder.