Başbakan bize kafayı taktı, o ne olacak ?


Bugün yandaş medyanın köşelerinden başbakanın 'kızlı-erkekli ev' meselesine ne demişler bir bakayım dedim. Sabah'a, Yeni Şafak'a, Habertürk'e hızlıca bir göz attım. Pekçoğu mecburen de olsa 'böyle bir yasal düzenleme mümkün değil, İnsan Haklarına aykırı, hem düzenlemeyi yapmak istesen nasıl yapacaksın' gibi akla uygun laflar etmiş. Bir yandan da 'muhafazakar- demokrat' bir parti liderinin bu konuda kaygılanması normal diyerek böyle bir sorun varsa yurt yapılarak çözülsün demişler. Hatta Habertürk'te Yavuz Semerci tartışmadan iyi bir sonuç çıkacağını düşünüyor. Markar Esayan, Sevilay Yükselir gibi başbakan ne derse anında  kılıfı uydurmaya çalışanlar da  'meselenin üzerinde fazla durmamamız gerektiğini, böyle bir müdahalenin hukuki boyutu olamayacağını' öğütlüyorlar bizlere.

Tamam o zaman  meseleye çok kafayı takmayalım, nasıl olsa bir şey olmaz, hukuki düzenleme falan mümkün değil. Bunları ortaya atan da mahallemizin muhtarı zaten! Kafasına göre kahvede eşrafla dertleşiyor, bazıları alkışlıyor bazısı küfrediyor, kimisi oralı bile olmuyor. Ya da bizim taksici abi.. Yine gece işinde ,yorulmuş, sinirleri yıpranmış, bağzı fikirlerini kendi ahlak normlarına göre atıp tutuyor işte, niye kafamıza takıyoruz? Taksiden indiğimiz an başkasının kafasını ütüleyecek, gül geç , adamcağızın işi de zor de..

Bu söylem bozukluğuna, bu uyduruk 'muhafazakar- demokratlığa', bu herkesin hayatına burnunu sokan, mahalle kahvesindeymiş gibi ağzına geleni söyleyebilen adam başbakan olduğu için kafamıza takıyoruz kusura bakmayın. İşin hukuki alt yapısının olup olmayacağını düşünmesi gereken de biz değiliz, O! O yüzden içimizi bir şey yapamaz diye  rahatlatamayacağız

Biz aylardır neden huzursuzuz, neden sokaklara düştük, neden insanlar dövülerek öldürüldü ? Birileri çıkıp kafasına göre dayanaksız, tutarsız, bizi hiçe sayarak konuşuyor, başbakanlık gibi büyük bir sorumluluğu kavrayamayarak sivri dili, otoriter tavrıyla kendi bakanları ve milletvekillerini 'dize getirmeyi' başardığı gibi bizi de hizaya sokmaya çalışıyor diye tepemiz atmadı mı..
Bu başbakan hala ,asla ikna edilemez ,11 yıldır eş dosttan, mahalle eşrafından oyları garantilemiş huysuz muhtar gibi bizi kapısından kovmuyor mu..
Dinlemediği, gazla tazyikli suyla püskürttüğü yetmiyormuş gibi şimdi bir de 'sen o evde kimle yaşıyorsun ondan haber ver bakalım' diye tehdit ediyor. Gördüğümüz en aksi, en huysuz,mahallenin gencine atarlanıp duran  'mahalle muhtarısın' başbakan.
Hanfendiler beyfendiler, biz bu meseleye kafayı takmayalım iyi hoş da , başbakan bize kafayı taktı o ne olacak?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fransız kadınları epilasyon yapmaz

la vie d'Adele

Deniz Feneri - Virginia Woolf