Gitmeden Rennes 1
Rennes'den Nantes'a taşınmama bir aydan az zaman kaldı. Birbirine çok yakın iki şehir olmasına rağmen Rennes'e çok uzun bir süre dönemeyeceğim sanırım. Unutmadan fotoğraflarını koyayım dedim. Yukarısı Place Hoche; hava güzel olduğunda her gün, değilse haftasonları kitapçılar tezgah kuruyor.
Saint Anne; şehrin kalbi. Barlar , restaurantlar, krepçiler , içmeye gidilecek yollar hep buradan geçiyor. Tam ortasında metro durağı var. Daha ilk günden fark ettiğim kural ;Saint Anne'a bir şekilde ulaş her yere gidersin.
Place de Lices. Perşembe geceleri Erasmusluların buluştukları alan, etrafında barlar, gece klupleri var. Cumartesi sabahı da ünü dört bir yana yayılmış büyük bir pazar kuruluyor. Bizde her hafta bir yerde pazar var abartmasınlar dedim gitmedim. Belki de çok şey kaçırıyorumdur. Hiç bilinmedik sebze meyveler falan varsa
Yine Place de Lice. Soldaki alan Erasmus gecelerini başlatan buluşma noktası.
Rennes'de pazar akşamları 'Kebab' günümüz. Mathilde'in evinin karşısında 'Botan kebab' var. Bir kere keşfettikten sonra her pazar gelmeye başladık. Lahmacunla dürüm adanaya bayıldılar. Pazarı neden seçtik bilmiyorum. Bazı haftasonları plajları dolaşıyorduk, bazılarında da Pierre Jean 'la Mathilde aileleri 2 saat mesafede oturdukları için eve dönüyorlardı. Pazar akşamı onların Rennes'e geri dönüş zamanı neredeyse her hafta aynı saatte Botan'da buluşup haftanın dedikodusunu yaptık. Televizyonda da Tatar Ramazan bazen de maç oluyordu.
Botan çalışanlarıyla da gönül bağı kurduk üçümüz birden. Pazar akşamı gelmezsek endişeleniyor bir sonraki hafta sizi özledik neredeydiniz diyorlar.Geçen pazar, 'abi burada son birkaç haftamız, staja gidiyoruz taşınıcaz' dedim. 'Yine gelirsiniz ya pazarları, alıştık' dedi. Karşılıklı hüzünlendik.
Botan Kebab'dan İstanbul manzarası. Galatasaray bile orada, sapasağlam.
Parlemento Binasının önü. Normalde boş olan alana noel zamanı 'Noel pazarı' kurulmuştu.
Benim çok sevdiğim evlerden biri.
Saint Anne yılbaşı yaklaşırken geceleri ışıl ışıldı. Sonra bu süslemeleri kaldırdılar
Barlar sokağından aşağı inince Rennes'in simgesi tarihi, renkli ahşap evlerde restorasyon var. Tabi hemen graffitiler de gelmiş yine rengarenk olmuş.
Saint Anne'daki büyük kilise. Etrafında aylardır yeni metro hattı için çalışma yapılıyor. Çevresi 'punk au chien' ların bölgesi. Yani köpekleriyle gezen , sokaklarda grup halinde yaşayan sistem karşıtı punklar. Yanlarından geçince rahatsız etmeden sigara istiyorlar. Birbirinden vahşi görünümlü köpekleri var. Aylardır şu punkların fotoğrafını çekmek istiyorum ama 'sıçtırtma sana da akıllı telefonuna da ' falan derler sonra köpekleri bana saldırır diye cüret edemedim.
Belediye binası
Saint Anne; şehrin kalbi. Barlar , restaurantlar, krepçiler , içmeye gidilecek yollar hep buradan geçiyor. Tam ortasında metro durağı var. Daha ilk günden fark ettiğim kural ;Saint Anne'a bir şekilde ulaş her yere gidersin.
Place de Lices. Perşembe geceleri Erasmusluların buluştukları alan, etrafında barlar, gece klupleri var. Cumartesi sabahı da ünü dört bir yana yayılmış büyük bir pazar kuruluyor. Bizde her hafta bir yerde pazar var abartmasınlar dedim gitmedim. Belki de çok şey kaçırıyorumdur. Hiç bilinmedik sebze meyveler falan varsa
Yine Place de Lice. Soldaki alan Erasmus gecelerini başlatan buluşma noktası.
Rennes'de pazar akşamları 'Kebab' günümüz. Mathilde'in evinin karşısında 'Botan kebab' var. Bir kere keşfettikten sonra her pazar gelmeye başladık. Lahmacunla dürüm adanaya bayıldılar. Pazarı neden seçtik bilmiyorum. Bazı haftasonları plajları dolaşıyorduk, bazılarında da Pierre Jean 'la Mathilde aileleri 2 saat mesafede oturdukları için eve dönüyorlardı. Pazar akşamı onların Rennes'e geri dönüş zamanı neredeyse her hafta aynı saatte Botan'da buluşup haftanın dedikodusunu yaptık. Televizyonda da Tatar Ramazan bazen de maç oluyordu.
Botan çalışanlarıyla da gönül bağı kurduk üçümüz birden. Pazar akşamı gelmezsek endişeleniyor bir sonraki hafta sizi özledik neredeydiniz diyorlar.Geçen pazar, 'abi burada son birkaç haftamız, staja gidiyoruz taşınıcaz' dedim. 'Yine gelirsiniz ya pazarları, alıştık' dedi. Karşılıklı hüzünlendik.
Botan Kebab'dan İstanbul manzarası. Galatasaray bile orada, sapasağlam.
Parlemento Binasının önü. Normalde boş olan alana noel zamanı 'Noel pazarı' kurulmuştu.
Benim çok sevdiğim evlerden biri.
Saint Anne yılbaşı yaklaşırken geceleri ışıl ışıldı. Sonra bu süslemeleri kaldırdılar
Barlar sokağından aşağı inince Rennes'in simgesi tarihi, renkli ahşap evlerde restorasyon var. Tabi hemen graffitiler de gelmiş yine rengarenk olmuş.
Saint Anne'daki büyük kilise. Etrafında aylardır yeni metro hattı için çalışma yapılıyor. Çevresi 'punk au chien' ların bölgesi. Yani köpekleriyle gezen , sokaklarda grup halinde yaşayan sistem karşıtı punklar. Yanlarından geçince rahatsız etmeden sigara istiyorlar. Birbirinden vahşi görünümlü köpekleri var. Aylardır şu punkların fotoğrafını çekmek istiyorum ama 'sıçtırtma sana da akıllı telefonuna da ' falan derler sonra köpekleri bana saldırır diye cüret edemedim.
Belediye binası
Yorumlar
Yorum Gönder