5 DAKİKALIK
TOPLU EĞLENCE: FLASHMOB!
bu diğer flashmoblardan biraz farklı. Herkes ister bilsin ister bilmesin oyuna dahil olabiliyor, sirtaki olduğu için de benim favorim.
PS: istanbul flashmobları çok başarısız. Birilerinin acilen bu işe el atması lazım
6-7 yaşlarındayken ailemle yazımızın birkaç haftasını Edirne
Uzunköprü’de geçirmiştik. Akşam olunca ortasında kocaman bir dans pisti olan
çay bahçesine giderdik. Gecenin ilerleyen saatlerinde pist, düğünlerde
dinlemeye alışık olduğumuz şarkılar eşliğinde coşkuyla dans eden insanlarla
dolardı. Yine bir akşam, ‘’damat halayı’’ denildiğini sonradan öğrendiğim bir
dansa başladılar. Daha önce görmediğim bir ritmi ve hareketliliği vardı dansın.
Kendimi piste atmaya can atıyor olmama rağmen annem ve teyzemle kenardan
izlediğimizi hatırlıyorum. Sonra birileri kolumuzdan tutup bizi de sürükledi
dansa. Tanımadığımız insanlarla sarmaş dolaş olduk. Attığımız uyumlu adımlarla
birlikte eğlenen koca bir topluluk oluverdik. Kendimi herkesle arkadaş olmuş,
bir anda oralı oluvermiş gibi hissetmiştim.
Dünyanın farklı yerlerinde çeşitli amaçlarla bazen de amaçsızca yapılan
flashmobları izlediğimde çocukluğumun o sahnesi geldi aklıma. Oradaymışım gibi
heyecanlandım, şaşırdım. İzlediğim videolarda bazen kütüphaneler, bazen sınav
salonları ya da hava alanları herkesin aynı dili konuştuğu, birkaç dakika için
bile olsa tüm dikkatini aynı şeye verip beraber gülümsediği bir gösteri alanına
dönüştü.
Düşünün bir; hava alanındasınız veya istasyonda. Streslisiniz biraz.
Beklemenin, yeni gelmiş olmanın ya da bir yerlere yetişmenin telaşını
yaşıyorsunuz içten içe. Sevmiyorsunuz o an orada olmayı. Sonra bir ses! Günlük
uğultuya aykırı bir melodi koca bir çizik atıyor hikayenin akışına. Durmak
zorunda bırakıyor sizi. Gerisi malum, meraklı ve şaşkın yüzler melodinin
geldiği yeri araştırıyor. Onlarca insan üç beş dakika içinde dans pistine
dönüştürüyor olduğunuz yeri. Fark ediyor, gülümsüyorsunuz. Olduğunuz yerde
müziğe uygun birkaç hareket bile yapmaya başlıyorsunuz belki.
En organize flashmoblardan biri Belçika'da bir istasyonda yapılmış.
Bu kısa zaman diliminde gidilecek yerler, günlük hayatın sıkıntısı unutuluveriyor.
Sevmediğiniz yada yalnız hissettiğiniz o yere ait oluyorsunuz aniden. Beş
dakika için bile olsa seyirciler de dans edenler de aynı gösterinin parçası
oluyor. Kim olduğunuzun önemi yok, orada olmak beraber şaşırıp gülümsemek
yeterli.
Flashmob’un en etkileyici yanı ani bir
hamleyle sıradan akışa dur deyip çocuk-yaşlı herkesi oyunun içine dahil etmesi.
İnsanları dağınık haldeyken tek tek yanına çağırıp toplu bir coşkunluk
yaratabilmesi. En ilginç tarafı ise bu şaşırtıcı gösterinin başladığı
kesinlikle bitivermesi. Herkes hızlı adımlarla az önce yarım bıraktığı işine
dönüyor. Sanki artık o topluluğun aynı uçağa, trene binmesi, aynı yoldan evine
dönmesi gerekmiş gibi bir hisse kapılıyorum flashmobların sonlarında.
Evet herkes kaldığı yerden gününe devam ediyor belki, bir yerlere
yetişmek için koşar adım gidiyor. Ama o gün tam o saatte orada birlikte eğlenen
koca bir topluluk oluvermenin hissini hiç unutmayacaklar. Tıpkı benim küçükken
dans pistinde yaşadığım o garip birlik ve aidiyet duygusunu hatırlayabildiğim
gibi.
PS: istanbul flashmobları çok başarısız. Birilerinin acilen bu işe el atması lazım
Yorumlar
Yorum Gönder