kendi kendini seyrediyormuş gibi




Bazen aklım karışıyor. Neyin önemli olduğunu ayırt edemez hale geliyorum. Adım atamayacak kadar büyük bir yılgınlık çöküyor üzerime. Bir şey yapmak ile hareketsiz kalmak arasında sıkışıp durmak.. Böyle anlarda vücudum harekete geçecekse eğer,  bu çabaya değer bir yere gitmem gerektiği hissine kapılıyorum; hareket etmeyeceksem tüm gün yerimden kıpırdamamam gerekiyor. Her şeyi olduğu şekilde uzaktan gözlemek ve kılımı kıpırdatmamak. Böylesi daha akıllıca görünüyor. Bu düşüncelere saatlerce kafa yoruyorum. Aniden sıradanlıkta beliriveren bir değişiklik , şiddetli bir yağmur ya da ardarda televizyon ekranından görünüp geçen görüntüler kati şekilde anlamama yardımcı oluyor:  Öyle ya da böyle ne fark eder. Sonra  bunları düşünmekle  kaybettiğim zamana üzülüyorum. 

''... yani bu işin benim dışımda görülüyor gibi bir hali vardı. Her şey, ben karıştırılmaksızın olup bitiyordu,kaderim bana sorulmadan tayin olunuyordu (..) İyi düşününce söylenecek bir şeyim olmadığını anlamaktaydım. Kendi kendimi seyrediyormuş gibi bir hisse kapıldım.''
Yabancı, Albert Camus 



Bazı dönemlerde yardıma ihtiyacım oluyor, kendim dahi fark edemiyorum. Biri gelip kulağıma ihtiyacım olan cümleleri fısıldıyor. Rahatlıyorum. 

''Herkes bilir ki, hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir. Aslında otuz ya da yetmiş yaşında ölmenin önemli olmadığını bilmez değildim; çünkü her iki halde de başka erkeklerle başka kadınlar yine yaşayacaklar ve bu , binlerce yıl devam edecektir. Sözün kısası bundan daha açık bir şey yoktu. Şimdi yahut yirmi yıl sonra olsun, ölecek olan hep bendim. O anda yapmakta olduğum muhakemede beni bir parça rahatsız eden şey, yirmi yıl daha yaşamak düşüncesiyle içimde duymakta olduğum o korkunç hamleydi. Fakat bu hamleyi yatıştırmak için de, nihayet o gün gelip çatınca düşüncelerimin neler olacağını tahayyül etmekten başka yapacak işim yoktu. İnsan madem ki ölecektir, bunun nasıl ve nerede olacağının önemi yoktur, apaçık bir şeydir bu.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fransız kadınları epilasyon yapmaz

la vie d'Adele

Deniz Feneri - Virginia Woolf