14 Şubat'lardan bir 14 Şubat

Google bugün O'larını kalp yapmış. Ben de masa takvimimde 14'ü pembe kalpledim. Hava gri, pencereden boş bir inşaata bakıyorum. Ofisin burada olacak demeseler ayak basmayacağım bir yer. Şehrin tüm çirkinliği, zorluğu, yalnızlığı burada birikmiş. Kısacası iyi hissetmek için çaba göstermek gereken günlerden.
İki gün önce annem geldi. Dimitri, annem, Öznur ve ben evin içinde dans edercesine yaşıyoruz. Ben sabahın köründe çıkarken yalnız Dimitri uyanık. Akşama kadar onlar yok, Dimitri uyuyor. Ben geliyorum annem sinemada, Öznur okulda, Dimitri evde hasretle bizi bekliyor. Didişiyoruz, günlük sorunlardan bahsediyoruz, plan yapıyoruz; yarın akşam nereye gidelim, ne yiyelim. Buz gibi hava tüm hevesimizi kaçırıp Eskişehir soğuğundan gelen annemi hasta ediyor.
Bu sabah korkunç manzarama ve gri bulutlara inat, her ay en az bir yazı yazması için sonsuz baskı yaptığım Diren'in gözümden kaçmış eski yazdıklarına kapıldım. 2010-2009-2008 diye bitmesini istemeyerek geri gittim. Diren bu arada biraz değişti tabii, oturduğu ev, uğraştığı iş, hayallerinin bazıları... Ama baktım bir tarafı hep aynı; aşık olmak, mutlu olmak, bol seyahat etmek, arkadaşlarıyla bir sofrada sohbet etmek, güzel filmler izlemek istiyor. İş hayatına lanet edip özgürlüğe övgüler diziyor.Yıl 2018, belki bir ay olmadı görüşeli. Yılbaşında buluşup onun küçük sevimli defterine birbirimiz için istediklerimizi yazdık; yazmanı istiyorum, aşık olmanı istiyorum, seyahat etmeni istiyorum... Hiç para pul, gözünü hırs bürümüş kariyer, mal mülk yok. Şimdi bir o defterdeki diren'e bir de bloğunu 2009'da fikirleri, gördükleri ve kendiyle doldurmuş diren'e bakıyorum, içim ferahlıyor. Penceremin karşısındaki koca atıl bina dik dik ofisimi dikizlerken mutlu olmanın ötesinde her şeyi ,büyük harfle başlamadığı cümleleriyle tatlı tatlı yakınından kovan biri umut veriyor bana. 
Bazı günler fark ettirmeksizin özel oluyor, üzerine düşünmez büyük beklentilerle planlar yapmazken. Onlar daha sürprizli, daha gerçek. Bugün eğlenmek, mutlu olmak, sevmek sevilmek zorundayım'lar yok. Düşünüyorum da sırf bugün bir sevgilisi yok diye akşam dışarı çıkmak istemeyecek, yalnızlığını baktığı her sosyal medya hesabında gözünde devleştirecek, kendi ile ilgili yanılgılara düşecek bir ton kadınla erkek var. 
Geçen sene bu akşam Pelin'le sinemadaydık. Solumuzdaki sevgili koltuğuna bir çift, film başladıktan sonra insanları ezerek yerleşti. Film boyunca kadının bileğine asılı helyum dolu kalpli balon havada süzülürken, bir yandan kısık sesle kavga edeceğiz diye kendilerine eziyet ettiler. Bugün annemin doğum günü, annem yıllardan beri ilk kez doğum gününde yanımda. Küçük evde 4 canlı birbirimizi bunaltsak da, bir gün 2030'dan geriye giderken mesela  bugünü okuyup unutmayacağımı biliyorum. 




















Görsel linki : http://www.picamemag.com/charlotte-love/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fransız kadınları epilasyon yapmaz

la vie d'Adele

Deniz Feneri - Virginia Woolf