Filmin Rennes'deki son gösteriminden çıkar çıkmaz hissettiklerim, beni derinden sarsan o duygu dağılıp gitmeden hemen yazmak istedim. Film öyle alt üst etti ki eve dönmek için otobüse binmeyi unutup 40 dakika yürüdüm, hangi yolda olduğumu bir an bile fark etmeden. Aklım hem Emma'da hem Adele'deydi. Gitmeden önce konuştuğum insanlar ve okuduklarım içinde ' üç saat çok uzun, sevişme sahneleri rahatsız edecek derecede uzatılmış, bak çizgi romanın sahibi,filmin ilham kaynağı Julie Maroh bile izledikten sonra porno gibi olmuş'' vs diyordu. Ama filmde başıma çok başka şeyler geldi. Önce liseye giden Adele , kadınlardan hoşlandığını fark edip varoluşuna aykırı bularak ( Film gereği Sartre'a her fırsatta biraz dokunuyoruz) dehşet içinde ağladı. Yatağın altına sakladığı çikolata dolu kutuya uzandı. O, ne yapacağını bilemez halde yatağında çikolata yiyip ağlarken ben de çaresizliğe kapıldım, canım yandı, gözlerim doldu biraz.. Sonra istemeden, lezbiyen ol
Yorumlar
Yorum Gönder